Doğum sonrası yeni bir döneme “anneliğe, ebeveynliğe”
başlayan sevgili anneler, hepinizin etrafında vardır, “ikinciyi mutlaka hemen
yap, ikisi beraber büyür, kardeşi olsun...” diye söylemleri olanlar. Anne ve
babalar öncelikle bakabilecekleri ve sorumluluklarını yerine getirebilecekleri
sayıda çocuk yapmaları gerektiğine inanıyorum yine de karar tabi ki kişilerin
kendisine ait. En azından yeniden gebelik planlamak için arada ki süreyi iyi
hesaplamak lazım. Bizim önerimiz gebelikler arasında ki süreyi 18-36 ay
arasında tutmakta fayda var. Bu süre de
yeni doğan bebeğiniz önerilen ilk 6 ay sadece anne sütü ve devamında ek gıdalar
ile 2 yıl daha anne sütünü almış olacak, anne ile bebeği arasında sağlıklı bir
bağ oluşacak, annenin üzerinde ki bebek bakımı ile ilgili ağır sorumluluk biraz
azalacak (ya da alışılacak J),
yeni gelişecek gebelikte daha az sağlık problemleri görülecek ve kötü
sonuçların sıklığı azalacaktır. Düzenli aralıklarla sadece anne sütü veren
kadınların eğer adet kanamaları başlamadıysa ilk 6 ay emzirme ile gebelikten
korunabilirler. Emzirmelerine rağmen bazı kadınların adet kanamaları 2-3. Ayda
başlar, o nedenle adet başlayan kadınların mutlaka bir korunma yöntemi ile
korunmaları gerekir, sütün koruyuculuğuna güvenmemeleri gerekir. Anne sütünün koruyuculuk özelliği yaklaşık %98’dir (ilk ay
düzenli aralıklarla emziren ve adet kanaması başlamamış anneler için). Bu oran
%100 değildir maalesef %2 gebelik oranı var, o nedenle doğum sonrası 6 haftalık
lohusalık süreci tamamlandıktan sonra yada lohusalık sürecinin 2. Veya 3.
Haftasında seçtiğiniz bir korunma yöntemi kullanmanızda fayda var. Bu
yöntemler;
·
Doğal
yöntemler; yumurtlama zamanın tahmin edilmesine dayanan doğal aile
planlaması yöntemleri, düzenli adet kanamalarınız başlayana kadar kullanılamaz.
İstenmeyen gebelik oranları yüksektir. Düzenli adet kanamalarınız başladıktan
sonra yumurtlama zamanının tahminine göre cinsel aktivitenizi
kısıtlayabilirsiniz.
·
Bariyer
yöntemler; tek başına kondom veya spemisidlerle birlikte (sperm
öldüren=spermisid) kullanımı önerilebilir.
·
Hormonal
yöntemler; doğum kontrol hapları (östrojen-progesteron içerir) özellikle
içeriklerinde ki östrojen miktarına bağlı olarak sütün gelmesi konusunda
olumsuz etkilere sahip olabilmektedir. O nedenle emzirmenin ilk 6 aylık sürecinde
önerilmemektedir. Sadece progesteron içeren doğum kontrol haplarının sütün
kalitesi veya miktarı üzerine olumsuz etkisi yoktur, kullanılabilir fakat hasta
uyumu çok önemlidir. İlaç her gün aynı saatte alınması gerekir. Saattin de
değişiklik yapmak koruyuculuk özelliğini azaltmakta ve istenmeyen gebeliklere
neden olmaktadır. Bu nedenle kullanımı biraz zordur. Halk arasında “aylık-üç
aylık korunma iğnesi” olarak geçen depo progestagen içeren enjeksiyonlarda
doğum sonrası dönemde kullanılabilecek iyi yöntemler arasındadır. Bu tarz
yöntemlerin uygulaması kolay ve hasta uyumu daha iyidir. Düzensiz kanamalar ve
lekelenmelere neden olmaktadırlar, aynı zamanda uzun süreli kullanımlarına
bağlı kemik yoğunluğunda geri dönüşümlü azalmaya neden olmaktadır. Hormonal vajinal
halkalarda korunma yöntemleri arsında yer almaktadır ama östrojen ve
progesteron içermeleri ile birlikte doğum sonrası korunmada etkinliği, süt
miktarı ve kalitesi üzerine etkisi net olarak bilinmemektedir. Yine bir başka
hormonal yöntem deri altına yerleştirilen implantlardır. Doğum sonrası dönemde
iyi bir seçenek olabilir. Lohusalık sürecinin tamamlanması ile takılabilir.
Düzensiz adet kanamaları gibi şikayete neden olabilir.
·
Rahim içi
araç (spiral); rahim içine takılacak
spiral ile korunma yöntemi emzirme sürecinde kullanılabilecek en iyi
tercihler dendir. Süt üretimi ile etkileşimi olmaz. Bakır içeren spiral ve
hormon içeren spiraller bulunmaktadır. Bakır içeren tip 10 yıllık kullanımı ile
uzun süreli gebelik düşünmeyen bayanlar için ideal bir yöntemdir. Bakırlı
spiralin kanama süresini ve miktarını artırıcı etkisi olabilir. Özellikle
kansızlığı olan hastalarda iyi bir tercih değildir. Hormon içeren tipi (MİRENA)
içindeki hormonu yavaş yavaş rahim içine salarak etki eder ve 5 yıllık
kullanımı vardır. Adet kanamalarını azaltıcı etkisi de vardır. Kansızlığı olan
yada adet kanamaları uzun ve fazla süren kadınlarda iyi bir tercih olabilir.
·
Sterilizasyon
yöntemleri (tüplerin bağlanması ve vazektomi); geri dönüşümü zor olan
yöntemlerdir. Bu konuda kesin kararlı olmak gerekir. Kadınların tuba
uterinalarının bağlanması işlemine tüp bağlama denir. Her iki tüp de bağlanır.
Genellikle sezaryen esnasında ya da doğum sonrası dönemde yapılabilir. Bazı
hastalar belli bir zaman sonra tüplerini tekrar açtırmak, yeniden gebelik
düşündükleri ile hekime başvururlar, bu tarz tubal reanastomoz operasyonlarının
başarı oranı düşüktür. Vazektomi de
diğer bir kalıcı doğum kontrol yöntemi olup bu işlem erkeklere uygulanmaktadır
(J). Erkeklerin
kanallarına yapılan bir işlem olup hem operasyonu tüp bağlamaya göre daha
kolaydır, hem de daha az komplikasyona sahiptir. Tüp bağlaması yapılan hastada
işlemin başarısızlığını yeni oluşan gebelik belirlerken, vazektomi de işlemin
başarısızlığı basit sperm tahlilleri ile ölçülebilir. O nedenle erkeklerin bu
konuda fedakarlık yapmalarını bekliyoruz.
OP.DR
SONAY İSENLİK
KONYAALTI
KADIN DOĞUM KLİNİĞİ / ANTALYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder