2 Ekim 2015 Cuma

Gebelik Sürecinde Merak Ettikleriniz!!!

Gebelikte egzersiz yapılabilirmi??

Gebe kadınlar için egzersiz kısıtlaması gerekli değildir. Aşırı yorulmaması veya kendine veya fetusa zarar verecek risklerden kaçınması önerilir. Gebelik öncesinde aerobik egzersiz yapan kadınların gebeliklerinde de devam etmelerinde herhangi sakınca yoktur. Gebelikte aşırı kilo alımı ve bu kiloları postpartum dönemde kaybedememek obeziteye neden olmaktadır. Egzersiz ve dengeli beslenme ile istenilen miktarda kilo artışı sağlanmış olur. Gebelikte yapılan egzersiz ile gebeliğin sık yakınmalarından olan bel-sırt ağrısı, gaz ve ayaklardaki şişmeler de hafifleme ve rahatlama olacaktır. Ancak egzersiz yapan gebelerin günlük kalori alımını mutlaka 300kkal/gün şeklinde arttırmaları gerekir. Bununla beraber gebelikle beraber yeni aerobik egzersiz programına başlanmaması veya bu egzersizlerin yoğunlaştırılmaması gerekmektedir.  Günlük 20-30 dakikalık süreyi aşmayacak şekilde yürüme, yüzme gibi yaralanma riski az olan sporlarla başlangıç önerilebilir.
Egzersizler sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar şöyledir:
  1. Egzersiz programı düzenli olmalıdır.
  2. Aşırı yorgunluk, baş dönmesi, nefes açlığı gibi oksijen yoksunluğu bulguları geliştiğinde egzersiz durdurulmalıdır.
  3. Aşırı ısınmadan kaçınabilmek amacıyla, egzersiz serin ortamda yapılmalı, dehidratasyondan kaçınılmalıdır.
  4. İkinci ve üçüncü trimesterde supin pozisyonda(sırtüstü yatar pozisyon) uzun sürecek egzersizlerden kaçınılmalıdır.
  5. Kontakt sporlar ve dalma sporlarından kaçınılmalıdır.
  6. Yapılan egzersizin gerektirdiği kalori ihtiyacı mutlaka alınmalıdır (ortalama 300 kkal/gün)
Egzersizin yapılmaması gereken durumlar
  1. Intrauterin gelişme kısıtlılığı
  2. Persiste eden vajinal kanama
  3. Servikal yetmezlik düşünülen veya serklaj yerleştirilmiş olgular
  4. Erken doğum için risk faktörlerine sahip olma
  5. Membran rüptürü (su gelmesi) olan olgular
  6. Gebeliğin tetiklediği hipertansiyon
  7. Ağır kronik medikal hastalıklar.
Anne Adayı Günlük Hareketlerde Nelere Dikkat Etmelidir?
  1. Ev işleri yaparken, toz alırken, yerleri temizlerken dizleri üzerinde durmalıdır.
  2. Sırt üstü yatarken kalkıp oturmak için önce yan dönüp sonra kollardan kuvvet alarak kalkmalıdır.
  3. Sandalyeden, ağırlığını bacaklarına verip destek alarak kalkmalıdır.
Anne Adayının Yapmaması Gereken Hareketler Nelerdir?
  1. Ani  hareketler
  2. Ağır kaldırmak
  3. Gebeliğin son döneminde çömelerek oturmak veya iş yapmak.

Gebelik ve iş hayatı

Gebe kadınların ciddi fiziksel zorluklara maruz kalabilecekleri mesleklerden kaçınmaları önerilmektedir. İdeal olan herhangi bir işe aşırı yorgunluk gelişene kadar devam edilmemesidir. Mesai saatleri içinde yeterli dinlenme süreleri sağlanmalıdır. Özellikle uzun süreli ayakta durmayı gerektiren işlerde yapılan çalışmalar, erken doğum riskinin yüksek olduğunu göstermiştir. Daha önceki gebeliklerinde düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi öyküleri olan hastaların fiziksel aktivitelerini azaltmaları önerilir.

Gebelik ve seyahat

Hastaların araba ve uçak seyahatleri sırasında damarlarda kan göllenmesi ve pıhtı atması riski bulunmaktadır. Günde en fazla 6 saatlik yolculuk yapılabilir ve her iki saatte bir mola verilip, bacaklardaki venöz dolaşımı arttırmak için, hastanın 10 dakika yürüyüş yapması gereklidir. Sıvı alımı ve basınçlı çoraplarda giyilebilir. Uçak seyahatlerinde uygun basınç ayarı yapılmışsa uçakla uçmak olağan dışı bir risk oluşturmaz. 28. Gebelik haftasına kadar uçak seyahatlerin de sıkıntı olmaz. 28-32 gebelik haftalarında doktorunuzun izni ile uçak seyahati yapabilirsiniz. Araba yolculuğu sırasında emniyet kemerinizi mutlaka takınız. Kemerin kucağa gelen kısmı, karnın altına gelecek ve üst uyluğu çaprazlayacak şekilde yerleştirilmelidir. Kemerin omuz bölümü göğüslerin arasına gelmeli ve rahat olacak şekilde yerleştirilmelidir. Hava yastığı kullanımı ile ilgili bilgiler yetersiz olup, bazı araştırmacılara göre hava yastığı kullanımı güvenli olsa da bazı araştırmacılara göre de kullanımı sonucu ölü doğum vakaları bildirilmiştir. Eğer hasta uzak bir yere seyahat edecekse, olası bir acil durum için, takip dosyasını da yanında götürmesi uygundur.

Gebelik ve banyo

Gebelik ve doğum sonrasında banyo yapılması ile ilgili herhangi bir sorun yoktur. Gebeliğin son haftalarında ağırlaşmış uterus genellikle gebe kadının dengesini bozar ve kayıp düşme ihtimalini arttırır. Bu nedenle özellikle son haftalarda dikkatli olmakta fayda var.

Gebelik ve giyim

Rahat ve sıkıştırmayan tarzda kıyafetler olmasını tavsiye ederim. Artan göğüs kitlesi sarkmalara ve ağrılara neden olur. Rahat etmek için destekleyici sütyenler kullanmalısınız. Bacağı sıkıştıran kıyafetlerden kaçınınız. Moda tasarımcılarına göre "gebelik eskiden gizlenmeye çalışılırdı ama şimdi göstermeye yönelik hale geldi. Bugünün annelik modası vücudu gizleyen değil vücudu saran tarzdadır."

Gebelikte kabızlık

Gebelikte besinlerin bağırsaklardan geçiş zamanı hormonların etkisi ile uzadığı için kabızlık fizyolojiktir. Katı dışkının geçişi sırasında yaptığı rahatsızlık nedeniyle kanamalar olabilir.  Bu süreçte diyet değişikliği (fazla miktarda lifli taze sebze ve meyve),  fazla sıvı tüketimi ve uygun miktarda egzersiz yapmak  faydalı olur. Demir desteği ile kabızlık daha da kötüleşebilir, eğer diyet değişikliği yetersiz ise, dışkı yumuşatıcı ilaçlar alınabilir.

Gebelikte idrar sıklığı ve idrar kaçırma

Gebeliğin ilk üç ayında büyüyen uterusa bağlı olarak ve son üç ayda bebeğin gelen kısmının idrar kesesi üzerinde baskı yapması sonucunda idrara çıkma sıklığı artar. İdrar kaçırma özellikle son üç ayda olabilir bu durumda mutlaka doktorunuz ile görüşme talep ediniz.

Gebelik ve cinsellik

Sağlıklı gebe kadınlarda seksüel ilişki genellikle gebeliğin son 4 haftasına kadar zararsızdır. Gebelikte cinsel ilişki yasağı getirilmez ancak cinsel istek ve konfor üzerinde gebeliğin negatif etkileri olacaktır. Bazı ailelerde gebeliğe  zarar verme korkusuna bağlı olarak ilişki sıklığında azalma olmaktadır. Herhangi bir düşük ve erken doğum tehdidi olduğunda cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır.

Gebelik ve aşılar

Fetüse vereceği zararlı etkilerden dolayı, gebe veya gebe kalmayı düşünen kadınlara canlı veya canlılığı azaltılmış virüs aşısı yapılmamalıdır. Grip mevsiminde influenza aşısı(grip aşısı) ilk 3 ay dışında yapılabilir. Kuduz, Hepatit B, Hepatit A, Tetanoz aşısı gebelik döneminde gebe olmayan dönemdeki şekilde gerekli hallerde uygulanabilir.

Gebelikte sırt ağrısı

Gebelikte nadiren de olsa siyatik sinir sıkışmasına bağlı tutulan bacakta ağrı, uyuşukluk görülebilir.
Hastalar sıklıkla kasık bölgelerinde ağrı hissederler. Rahim bağlarındaki spazma bağlı olarak gelişen bu ağrılarda ağrı kesiciler nadiren gerekir.
Kilo alma, belde düzleşme, hormonların etkisi ile eklemlerde ve bağlarda gevşeme gibi birçok gebeliğe bağlı nedenlerden dolayı gebelerin yaklaşık %50’sinden fazlasında sırt ağrıları izlenir. Yüksek topuklu ayakkabılardan uzak durulmalıdır.

Gebelikte bulantı ve kusma,

Gebelerin yaklaşık yarısının hem bulantısı, hem de kusması; %25’inin sadece bulantısı vardır, %25’i de etkilenmemiştir. Tipik olarak birinci ve ikinci geciken menstrüel periyod arasında başlar ve ortalama 14 haftaya kadar devam eder, %90’ında 22 haftada sonlanmış olur. Bulantı ve kusmalar sabahları daha kötüdür, fakat gün boyunca devam edebilir. Sık aralıklarla ve az yemek yeme ve doyunca yemeyi bırakması tedavide önemlidir. Belli yiyecek kokularının sıklıkla bu semptomları hızlandırmasından ve alevlendirmesinden dolayı, bu tip yiyeceklerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Bazen kusma çok şiddetli olabilir ve  vücutta sıvı ve bir takım maddelerin kaybına neden olarak açlık ve gebeliğin devamında ciddi sorunlara yol açabilir. Bu durumlarda mutlaka hastaneye yatarak tedavi etmek gereklidir.

Sigara-alkol-kafein- ilaçlar ve gebelik

Gebelik boyunca ve doğum sonrası dönemde sigara kullanımı kesinlikle önerilmemektedir. Gebelik sırasında sigara kullanımı ile erken doğum, fetal gelişme geriliğine bağlı düşük doğum ağırlığı, bebek ve fetal ölümler, plasental yırtılmalar gibi kötü bir takım sonuçlar arasındaki ilişki çalışmalarda kesin olarak gösterilmiştir.
Elde olan verilere göre, gebe olan ve gebe kalmayı düşünen kadınlara alkol kullanımı tavsiye edilmez, edilmemelidir. Gebelik sırasında kullanılan alkol nedeni ile fetal alkol sendromu dediğimiz gelişme geriliği, yüz anomalileri ve santral sinir sistemi disfonksiyonu ile seyreden durum oluşmaktadır. Anne adayları alkol ve alkol içeren içeceklerden uzak durun..
Gebe kadınları kafein alımını sınırlandırmaları gerekmektedir. Yüksek doz kafein kullanımı düşüklerle bağlantılı olduğu çalışmalarda gözlenmiştir.
Gebelikte kullanılan bazı ilaçlar fetüsta yan etkilere neden olmakta, bazıları ise teratojeniktir. Bu nedenle ilaç kullanmadan önce mutlaka içindeki prospektüs okunmalı ve gebelik olasılığı gözden geçirilmeli, şüphe durumunda mutlaka gebelik testi ile teyit edilmelidir. Eğer gebelik sırasında ilaç verilecekse, bu ilacın getireceği avantaj, kullanımından doğabilecek herhangi bir zarardan daha fazla olmalıdır.

Gebelikte vaginal akıntı

Gebe kadınlarda genellikle vaginal akıntıda artış gerçekleşir ve bu, birçok durumda patolojik değildir. Kokusuz şeffaf  bir akıntı olur. Sıkıntı yaratması durumunda asitleştirilmiş su ile vagina yıkanması tavsiye edilebilir. Kötü kokulu, yoğun, köpüklü, yeşil veya süt kesiği şeklinde olan akıntılarda enfeksiyon mutlaka araştırılmalıdır. Şikayetlerinizle ile ilgili doktorunuzdan randevu alınız.

Gebelik ve mide yanamaları

Mide yanması gebelikte yaygın olarak gözlenir. Yemek borusu ile mide arasındaki sfinkterin gevşemesi nedeniyle olur. Aşırı yemek yemek bu şikayeti arttırır. Hastaların az az ve sık beslenmesi yanında yemek sonrası hemen uzanmamalarını öneririz. Uyku esnasında yastık desteği faydalı olur. Eğer gerekirse uygun ilaçlar doktorunuzun önerisi ile kullanılabilir.

Gebelikte vaginal kanamalar

Gebeliğin tüm dönemleri içinde görülebilen kanama şikayetleri önemlidir. İlk üç aydaki hafif kanamalar genel olarak düşük tehdidine bağlı ve de %90 oranında dinlenme ile kendiliğinden geçen şikayetler olsa da siz “gebelik esnasında her türlü kanamanızın olması durumunda doktorunuza başvurunuz”.

Kanamanın olması, gebeliğinizdeki bir problemin sonucu olabilir. Ayrıca bu durum yalnız bebeğinizin değil sizin sağlığınız için de riskli durumlar yaratabilir.

Bebek hareketleri ne zaman hissedilir??

Fetüs hareketlerinin anne tarafından hissetmesi daha önceden tahmin edilebilen zamanlarda gerçekleşir. İlk gebelikte fetusun hareketleri yaklaşık 19. Haftada fark edilirken; sonraki gebeliklerde, tecrübeye bağlı,  2 hafta daha erken fark edilebilmektedir. Bazı kadınlar ilk hareketleri hissetmeyi bir kuşun kant çırpmasına benzetir.

Bebeğin cinsiyeti ne zaman belli olur??

Döllenme ile belli olan cinsiyet ancak 11. gebelik haftasında penis gelişimi ile görülür hale gelmesine rağmen ultrasonda ancak 14-16. gebelik haftalarından itibaren belirginleşir.


SAĞLIKLI GEBELİK DÖNEMİ DİLİYORUM.

Op. Dr. Sonay İSENLİK

20 Eylül 2015 Pazar

Gebelikten korunma yöntemleri...

DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERI!!!

AİLE PLANLAMASI
Tarihi antik çağlara kadar uzanan aile planlaması yada tıbbi adı kontrasepsiyon doğurganlığın istemli kontrolü olarak bilinir. 18-45 yaş arasındaki üremenin en fazla olduğu dönemdeki kadınlar bu yaşlar arasındaki yıllarının çoğunu gebeliği engellemeye çalışmakla geçirir. Dünya nüfusundaki hızlı artış ve beraberinde getireceği sosyolojik, ekonomik, kültürel gibi birçok faktör göz önüne alındığında hem bireysel, hem ülkesel hem de dünyamız için etkili aile planlaması yöntemleri ile gebelikten korunulması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak büyük önem arz etmektedir. Üremenin etkin kontrolü bir kadının çocuk doğurma dışındaki bireysel amaçlarına ulaşması için şarttır. Ergenlikten perimenopoza kadar kadınlar çocuk sahibi olma veya ondan kaçınmayla karşı karşıyadırlar: seçenekler ise gebelik yada kontrasepsiyondur.
                    
                YÖNTEMLER
Hormonal yöntemler ve hormonal olmayan yöntemler diye iki kısıma ayrılır
Hormonal olmayan yöntemler:
  • Koitus interruptus (geri çekme)
  • Emzirme
  • Kondomlar
  • İntrauterin araçlar (spiral)
  • Vaginal spermisitler
  • Vaginal bariyerler

Geri çekme yöntemi özellikle üçüncü dünya ülkelerindeki çiftlerin çoğunlukta tercih ettikleri bir yöntemdir. Tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden biri maliyetinin olmaması yani bedava olmasıdır. Cinsel aktivite sırasında orgazmın başlaması ile birlikte penisin vajenden ayrılması hatta dış genitaller dediğimiz dudaklardan ve vajina girişinden tümüyle uzaklaşması gerekmektedir. Kadın vajina girişine, dudaklarına üzerine yapılan boşalma ile gebelik ihtimali vardır. Spermler hareketleri nedeniyle vajinal boşluktan ilerleyerek gebeliğe neden olmaktadır. Dezavantajı erkeğin kontrolünde olması ve istenmeyen gebelik oranlarının diğer yöntemlere göre daha yüksek olmasıdır.
Emzirme hormonal olmayan korunma yöntemlerinden birisidir. Bebeğin emmesi ile birlikte vücudumuzda Prolaktin (süt hormonu) salgılanmaktadır. Bu hormonun emzirme sürecinde kandaki yüksek düzeyleri beyinde yumurtalıkların uyarılmasından sorumlu bazı diğer hormonları (GnRH ve LH) etkileyerek yumurtlamayı durdurmakta ve gebeliğe karşı koruyucu olmaktadır. Fakat emzirmenin yumurtlama üzerindeki baskıcı etkisi doğumdan sonra geçen süreye ve annenin beslenme durumundan etkilenmektedir. Doğum sonrasında adet kanamaları başlamamış kadınlar bebeğini düzenli emziriyor ve ek gıda vermiyorsa yaklaşık 6 ay boyunca sadece emzirerek gebelikten korunma sağlar. Fakat adet kanamaları bazı kadınlarda  6 aydan önce başladığı için emzirmeye rağmen koruyuculuk olmaz mutlaka ek korunma yöntemi kullanması gerekir. Emzirmenin sadece koruyucu özelliği yoktur; anne sütünün bebeğine olan faydaları yanı sıra kadın hayatında hayat boyu meme kanseri olma ihtimalini de düşürmektedir. Yapılan çalışmalarda emzirme süresinin uzamasıyla (13-24 ay) meme kanseri riskindeki azalma belirgin olarak artmaktadır.
Kondomlar-Prezervatif korunma yöntemlerinden en çok tercih edilenler arasında ikinci sırada yer alır. Geçmişe doğru gittiğimizde ilk yapılan kondom hayvan bağırsağından üretilmiştir. Günümüzde hala satılmakta ve daha iyi his verdiklerine inanan bir kesim tarafından tercih edilmektedir. modern kondomlar ise Lateks kauçuktan üretilmektedir. Bazı çiftler tarafından tercih edilmemesinin en önemli sebebi kondomun kalınlığı ve vücut sıcaklığını iletmemesidir. Modern koşullarda daha ince, şeffaf, kokusuz ve vücut sıcaklığını ileten kondomlar da mevcuttur ama bunlardaki en önemli sorunda kolay yırtılabilmeleridir. Yırtılma cinsellik sırasındaki sürtünme hareketine bağlanmaktadır. Çoğunluğu spermlerin ölmesini sağlayan nonxynol-9 olarak bilinen spermisit ile sıvanmıştır.
Kondomlar sadece bariyer olarak korunma sağlamaz, aynı zaman da cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve rahimağzı kanserlerine karşı da koruyuculuğu vardır.
Spiraller iki türlüdür; bakırlı spiral ve hormonlu spiral. Her ikisi de rahim içerisinde iltihabi bir ortam oluşturarak spermlerin yumurtaya ulaşmasını engeller. Böylelikle gebelik oluşumu önlenmiş olur. Hormonlu spiral (MİRENA)  ayrıca rahim içerisinde incelme yaparak  gebelik için gerekli ortamı bozmuş olur. MİRENA kullanıcı tarafından sürdürülen bir çaba olmaksızın mükemmel bir doğum kontrolü sağlar.  Bakırlı spiralin aksine adet kanamalarını ve kramplarını azaltır. Aşırı adet kanaması olan hastalarda tedavi etmek için yaygın olarak kullanılmakta ve rahim alınmasına kadar giden aşırı kanamalı hastalarda rahim alınmasına alternatif bir seçenek olarak bulunmaktadır. Korunma dışında rahim kanser riskini azaltıcı  ve endometriosis belirtilerini azaltıcı etkisi de bulunmaktadır. Hormonlu spiralin etkinlik süresi 5 yıl olup hormonsuz (bakırlı) spiralin etkinlik süresi 10 yıldır.
Spiral Takılması: Genelikle hastanın gebe olmadığından emin olmak için adetler sırasında takılır, ancak ay içinde herhangi bir zamanda eğer hasta daha önceden etkin bir korunma yöntemi kullanmaktaysa takılabilir. Öncesinde ağrı kesici ilaç alınması şiddetle önerilir.
  • Vajene spekulum takılarak rahim ağzı görünür hale getirilir
  • Uterin kavite histerometre ile ölçülür
  • Rahim ağzına lokal anestezik madde enjekte edilir
  • Rahim ağzı tenekulum dediğimiz tek dişli alet ile tutulur
  • Spiral rahim içine yerleştirilir.
Vajinal spermistler nonoxynol-9 ya da octoxynol gibi maddelerin spermleri öldürmesi ya da hareketsiz bırakmasına dayanarak korunma yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu maddeler krem, jel, köpük, tablet şeklinde bir bazla birleştirilerek kullanılır. Tek başına kullanıldıklarında gebeliği engelleme de kondomlardan daha az etkili oldukları gösterilmiştir. Spermisitler vajinadan emilmemektedir.
Vajinal bariyerler dört tip olarak kullanımı mevcuttur:
  • diafram
  • servikal kap
  • vault kap
  • vimule
Kullanım zorluğu nedeniyle çok fazla tercih edilmemektedir.
Hormonal yöntemler
  • Deri altı implantlar (implanon , norplant)
  • Enjekte edilen kontraseptifler (aylık ve üç aylık formları vardır)
  • Transdermal hormonal yöntemler (NuvaRing, OrthaEvra bant)
  • Sadece progesteron içeren ilaçlar
  • Doğum kontrol hapları
Doğum kontrol hapları en sık olarak kullanılan hormonal korunma yöntemidir. Östrejen ve progesteron içeren bu haplar beyinden salgılanan ve yumurtalıkta yumurtaların olgunlaşmasını sağlayan FSH ve LH hormonlarını baskılayarak etki gösterir.geçmişteki doğum kontrol haplarına göre günümüzdeki ilaçlar hasta sağlığı ve yan etkiler açısından daha düşük doz hormon içermektedir.  Bu nedenle doğum kontrolünde ilaçların etkinliğinin en üst düzeyde olabilmesi için kullanıcı hatasının en düşük düzeyde olması lazımdır.  Bu hapların unutulması veya hasta tarafından kullanılan diğer ilaçlar  ( doğum kontrol haplarının kan düzeyleri ile etkileşime giren ilaçlar) yumurtlama üzerindeki baskılayıcı etkilerini azaltarak gebelik olasılığını artırmaktadır. Doğum kontrol hapına başlamadan önce mutlaka doktorunuz ile görüşerek bir takım testler ve kullanımla ilgili önemli noktalar konusunda bilgi edinmenizde fayda vardır.

19 Eylül 2015 Cumartesi

Anne kanında Fetal DNA testi

Gebelikte ikili test ve diğer tarama testleri günümüzde rutinde her hastaya önerilmektedir. Bu testi yaptırıp yaptırmamak tamamen ailenin kararıdır. İkili test ve diğer testlerde olduğu gibi amaç kromozomal anormalliklerden trizomi 21,18,13 hastalıkları açısından yüksek riskli hastaları belirlemek ve yine isterlerse tamamen kendi kararları doğrultunda hastalık yada anomali tespit edilen gebeliklerini sonlandırmaktır. Gebeliğini sonlandırmak isteyen ailelere tavsiyemiz 22. gebelik haftasına kadar karar vermeleri ve gerekli işlemlerin yapılmasıdır. Önemli olan hastanın ve ailesinin Down sendromlu da olsa gebeliğinin devamı hakkındaki kararıdır. Modern bilgilerin ışığında Down sendromunu belirlemede en değerli test anne kanından fetal hücrelere ait serbest DNA‘nın belirlenmesi ve genetik olarak DNA üzerinde yapılan araştırmadır. Bu test için gerekli cihazlar henüz ülkemizde bulunmadığı için aracı kurumlar vasıtasıyla alınan kan örnekleri cihazların bulunduğu Avrupa, Amerika ve Çin ülkelerine gönderilerek inceleme gerçekleştirilmektedir.
Anne kanında serbest fetal DNA analizi yüksek doğruluk oranına sahip olup tarama testlerinin alternatifidir, fakat günümüzde yüksek maliyet nedeniyle rutin uygulamaya geçilmemiştir.
Kimlere Anne kanında Fetal DNA testi önerilir?
  • Ailelere gerekli bilgi verilerek tarama testi (ikili – üçlü – dörtlü) yüksek riskli olanlar,
  • 35 yaş üstü gebelikler,
  • Ultrasonografide Down sendromu gibi hastalıkları şüphelendiren bulgular varlığında,
  • Daha önceki gebeliğinde Trizomi öyküsü olan gebeler,
  • Robertsonian dengeli translokasyona sahip anne/babanın mevcut gebeliğinde Trizomi21-13 riski yüksek ise önerilir.
İnvaziv girişimlerden amniosentez ve/veya corion villus sampling’e alternatif olarak kullanılabilir. Yine de amniosentez gibi invaziv yöntemler kadar doğruluğa sahip olmadığı için yerini alamamıştır.
Test gebeliğin kaçıncı haftasında yapılır?
Gebeliğin en erken yaklaşık 9. haftasında yapılmaya başlanır. Doğuma kadar herhangi bir haftada yapılabilir. Anne kanında fetal DNA testi yüksek tespit oranına rağmen bir tarama testidir. Tanı koydurucu bir test değildir. Bu nedenle yüksek riskli sonucu olan gebelerin gebeliklerinin devamı hakkında karar verebilmeleri için erken dönemde özellikle 10-12. gebelik haftalarında yaptırmaları daha sağlıklı olacaktır. Gebelik sonlandırılması düşünülen durumlarda sadece bu test sonucu göz önünde bulundurulmamalı, mutlaka test sonucu tanı testleri ile doğrulanmalıdır (amniosentez).
Test sonucu ne kadar zamanda gelir?  
Test ortalama 7-15 gün içerisinde sonuçlanmaktadır.
Bu test ile tüm hastalıklar taranabilinir mi?
Anne kanında fetal DNA testi ile genel olarak Trizomi hastalıkları ve eğer istenirse sex kromozomları (cinsiyet) hakkında bilgi edinilir.  Diğer genetik hastalıklar için daha fazla maliyet ve daha fazla araştırmalara ihtiyaç vardır.
Çoğul gebeliklerde de kullanılabilir mi?
Anne kanında fetal DNA testi ikiz-üçüz gibi çoğul gebeliği olan bayanlarda önerilmemektedir.
Test sonuçları %100 doğru olarak kabul edilir mi?
Sonuç YÜKSEK RİSKLİ veya DÜŞÜK RİSKLİ olarak gelecektir. Test sonucu düşük riskli olarak geldiğinde %100 normal gebelik yada bebeğin kesinlikle normal olduğuna dair kesin bir bilgi verilemeyeceği gibi, yüksek riskli olduğunda da kesin olarak Down sendromu tanısı koyabilmek için yine amniosentez işlemi önerilmektedir.
Anne kanında fetal DNA testinin trizomi 21 yani Down Sendromunu yakalama oranı %99,8 dir. Trizomi 18 yakalama oranı %99,8 ve Trizomi 13 için yakalama oranı %99,9 dur.

Şuan da ülkemizde de uygulanan öncelikle rutin tarama testlerinin yapılması ve yüksek risk grubunda eğer hasta isterse anne kanında fetal DNA analizi ek tarama testi olarak yapılabilmektedir.